Hit enter after type your search item
Bilgi Rehber

Ansiklopedik Bilgi

Home / Kimdir / Dilşad Hatun

Dilşad Hatun

/
/
/
1905 Views

Dilşad Hatun (1734-1825)

Dilşad Hatun, 1734 yılında Üçturfan’da dünyaya gelmiştir. Kahraman Türk kadınlarındandır. Doğu Türkistan coğrafyasının en güzel sultanı, güzelliğiyle, şahsiyetiyle ve kahramanlıkları ile destanlaşmış. Ailesi Uygur Türkleri arasında önemli yeri olan Hocalar soyundan gelmektedir. Yine evliliği Hocalar sülalesinden olan Hoca Cihan ile evlendirilmiştir. Hocalar devri içinde, Çin’in Doğu Türkistan’ı topraklarına katmak istemesiyle siyasi kaos ortaya çıkmış, verilen bağımsızlık mücadelesinde Dilşad Hatun, eşini şehit vermiştir. Hocalar 2 yıl boyunca işgale direnmişlerdir. Bu direnci sağlayan, vatanı müdafaaya çalışanlardan biri de Kahraman Türk kadını Dilşad Hatun’dur. Eşinin bağımsızlık mücadelesini kendisi üstlenmiştir. Çin devlet geleneği olan, mağlup olan devletlerin kraliçe ve prensesleri ile evlenerek düşman ile akrabalık kurma adetleri vardı. Bu geleneğe dayanarak, Mançu İmparatoru Chien Lung, güzelliği ve şahsiyetiyle namı yürümüş olan Dilşad Hatun’u elde etmek istemiş, hem de Doğu Türkistan topraklarını elde ederek, kendisine karşı başlatılan isyanları sonlandırarak, dostluk kazanmak istemiştir. Mançu başkumandanı Sao Hui, siyasi kandırmacalar sonrasında Pekin’e gelmeye ikna ettirmiştir. Said Molla, Dilşad Hatun’u Kaşgar halkının arzusu üzerine istediğini ve ailesinin yanına gönderileceğini söyleyerek kandırmıştır. Daha sonra “Müslüman halk zulüm ve işkenceden çok şikayetçi; Çinli Kumandan „Eğer Dilşad Hatun İmparatordan rica ederse, kurtulursunuz’.” diyerek halkı adına ikna yoluna gitmiştir. Dilşad Hatun’un, Kaşgar halkı için yapamayacağı hiçbir şey yoktu ve kendini feda etmiş, iki yüz Türk askeriyle Pekin’e yola çıkmıştır. Eşinin şehit edildiği kendinden saklanmış, sonradan öğrenmiştir. Çin sarayına neden getirildiğini öğrendikten sonra, Mançu İmparatorundan alacağı iki şey vardı. Biri katledilen eşinin intikamı, diğeri ise Doğu Türkistan topraklarının Mançu işgalinden kurtarılmasıydı. Çin imparatoru ile karşılaşmasında savaşta kullandığı zırhını giyerek, atı ile saraya girmiştir. İmparatora itaat etmeyen Dilşad Hatun, ısrarlar sonrasında “Biz yalnız Tanrı’ya secde ederiz. Üstelik o benim düşmanımdır.” diyerek cevap vermiştir. Dilşad Hatun günden güne kederli bir hala bürünmüş, “Vatanımı özledim, beni gönderin” diyerek, İmparatoru da yanına hiçbir şekilde yaklaştırmıyordu. Bu duruma çözüm olarak Mançu sarayına çarşısıyla, bahçesiyle Müslüman mahallesi, kurdurulmuştur. Türk hamamı inşa ettirilmiştir. Cami yaptırmıştır. Bu camiye 4 dilde yazılı bir kitabe asılmıştır.

Bütün bu güzelliklerin Dilşad Hatun gözünde hiçbir değeri yoktu. “Benim memleketimde, gövdesi demirden yaprakları gümüşten ağaçlar vardır, asıl ben onları özledim.” diye söylenmekteydi. Bunun üzerine Türkistan’dan iğde ağaçları getirilmiştir. Çin İmparatoru’ nun evlenme teklifini kabul etmemesi, imparatoru mahzun hale düşürmesi, annesi tarafından kabul görmemiştir. İmparatorun eşi ve annesi Dilşad Hatun’un haince öldürülmesine sebep olmuşlardır. Yaşadığı zaman diliminde Doğu Türkistan bağımsızlığı için çabalamıştır. Dillere destan güzelliğinin bedelini Çin sarayında esaretle yaşamakla ödemiştir. Esaretinde ne kişiliğinden ne de namusundan asla ödün vermemiştir.

Dilşad Hatun düşmanına teslim olmayarak, Türk geleneklerini terk etmemiş, cesur ve mağrur halinden dolayı da Çin’de “Türkistan’da bir iffet sembolü” olarak görülmüştür. Çin’de ismi “güzel kokulu prenses- iiang Fei” olarak tanınmıştır.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This div height required for enabling the sticky sidebar